Eskiden kaplama yapılırken metal bir altyapı üzerine metalin koyu rengini örtecek bir katman sürülür ve onun üzerine porselen yığılırdı. Bu kaplama yapılmış dişlerin ya doğal dişlerden daha büyük olmasına, ya da dişlerin gereğinden fazla küçültülmesine sebep olurdu.
Zirkonyum alaşımının protetik diş tedavilerine girmesi ile hem yapısal sağlamlık arttı hem de estetik. Zirkonyum doku dostu yani biyolojik olarak uyumlu bir materyaldir. Eski içi metal kaplamaların diş eti kenarında zaman içinde renkleşme görülebilir. Bunun sebebi metal altyapının diş eti altından yansıması. Zirkonyum diş renginde olduğu için böyle bir sorun yaşanmıyor.
Günümüzde zirkonyum kaplamalar CAD/CAM yani Bilgisayar Destekli Tasarım/ Bilgisayar Destekli Üretim ile yapılmaktadır. Ya bir ağız içi tarayıcı, ya da ağız içinden alınan ölçünün taranması ile dişin şekli bilgisayara aktarılır. Bilgisayarda kesilmiş dişin bütün kenar detayları işaretlenir, tasarım yapılır sonra da bu bilgi bir kazıma sistemine aktarılır. El değmemiş bir zirkon altyapı elde edilir ve bunun üzerine porselen işlenir.
Bu işlem tüm ağıza uygulanacak da olsa 1 haftalık bir zaman içinde, iki seansta gerçekleştirilir. İyi bir laboratuvar ve kaliteli sistemlerle çalışıldığında yine doğal dişten ayırt edilemeyen sonuçlar elde etmek mümkün. Metal altyapılı porselenlere göre çok daha fazla ışık geçirme özellikleri var.
Zirkonyum yüksek basınçlara dayanıklı bir materyal olmasına karşın Bruxism (Diş Sıkma/Gıcırdatma) hastaları için farklı seçenekler de sunmak mümkün. BruxZir gibi tamamen zirkonyumdan yapılan, porselen içermeyen kaplamalar yapmak mümkün. Bu kaplamaları çekiçle kırmak bile olanaksızdır.